01.06.2013 Cumartesi : Bu hafta yaklaşık 1 ay önce gitmiş olduğumuz Köseağzına tekrar gittik ve bu sefer 1 gece kamp yaptık. Biraz Köseağzı hakkında bilgi vermek gerekirse Ereğli şehir merkezine 10 km mesafede olan Balı mahallesinden 300 metre aşağıda küçük bir koydur. Çocukluğumdan beri sürekli gelirim buraya doğasını çok seviyorum. Son yıllarda kaçak yapılaşma yapıldığından ortamı eskisi gibi değil malesef eskiden şehirde yaşayanlar pek bilmediğinden fazla kalabalık olmayan bu koy şimdi insanların akınına uğramakta bunun güzel birşey olduğunu düşüne bilirsiniz fakat herkes doğaya ve çevresine saygılı olmadığından etrafı mahvedip evlerine geri dönüyorlar. Köseağzında İstanbulun fethinden sonra fatihin emriyle diktirilen birde tarihi çınar ağacı vardır.
Ereğli'den Köseağzına gelmemiz 1 saatiimiz aldı acelemiz yok sonuçta =) Çadırlarımızı tarihi çınarın altına kurmak istiyordum aslında fakat bisikletleri geçiricek rahat bir yer bulamadık bu yüzden en yakın yerdeki daha küçük bir çınarın altına kurduk. Çadırları kurmadan önce piknik içine gelen vatandaşların bıraktıkları çöpleri temizledik ben hayatımda bu kadar plastik çatal ve tabağı bir arada görmedim.
Çadırları kurduğumuz yer dereye çok yakın ve Köseağzıda vadide olduğu için serin bir rüzgar karşıladı bizi ama hiç şikayetci değildik o kadar sıcaktan sonra bu çok iyi geldi =) . Kahvaltı için çayımızı demledik ve birşeyler atıştırdıktan sonra çay,yemek ve ısınmak için yakacağımız odun arayışına girdik.
Odun ararken aşısız bir vişne ağacı bulduk ve üstünde çok sayıda meyvesi vardı sanırım dikenler ve otlardan kimse yanaşmayı cesaret edememiş otları açtıktan sonra ihtiyacımız kadarını topladık.
Akşam Yalçın yemeğe misafirimiz olacağından ateş ve yemek hazırlıklarına başladık menüde domatesli makarna,konserve barbunya pilaki ve öğlen Yalçın için ayırdığımız sucuk var.
Yalçın geldikten sonra yemekleri hazırlamaya başladım incelemesini yakında yayınlayacağım kamp tencerelerimle ilk defa yemek yapıyorum gerçekten fiyatlarına göre çok kullanışlılar.
Yemek gerçekten çok güzel oldu yemekler bittikten sonra çay içerek gün batımını izledik gerçekten harika bir manzaraydı yeterli fotoğraf ekipmanımız olmadığı için gün batımını sizlerle paylaşamadık malesef. İlerleyen saatlerde arkadaşlarımız bize süpriz yaparak ziyarete geldiler. (Gökhan Yılmaz - Ömer Küçüksakallı)
Gece hava biraz soğudu ve ateşi biraz daha canlandırmaya çalıştım çünkü arkadaşlarımız hazırlıksız geldikleri için üşümeye başladılar =). Saat 11:30 civarlarında misafirlerimizi uğurladıktan sonra uyumak için çadırlarımıza çekildik. Kurbağa sesleri eşliğinde uykuya daldık.
Saat 07:00 civarlarında uyandığımda Faruk abiyi denize girerken gördüm benim uyandığımı görünce denize girmem için beni çağırdı ama havanın kapalı olduğu ve yağmur yağacağını fark edince girmek istemedim.
Uyandığım andan bir fotoğraf =)
Ben uyurken Faruk abide hem denize girmiş hemde balık tutmaya çalışmış.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra toparlanıp Ereğliye dönüşe başladık çünkü yağmur yağmaya başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder